Çevremiz Çinli Dolu
Günümüzün Çin coğrafyasında yaratılmış olan, yaşadıkları bölgenin toprağıyla sahipleri Uygur Türkleri, Özbek Halkı, Tatarlar, kısaca Türk soydaşlarımız, Müslüman dindaşlarımız Çin ülkesinde zulüm görürken, bilhassa mübarek ramazan ayında oruç tutmaları dahil evlerinden çıkmaları dahi yasaklanırken ve de camilerin minareleri Çin bayraklarıyla donatılırken; bizler ülkemizin dört bir yanında Çinlileri ağırlıyoruz. Keyiflendirip, zenginleştiriyoruz.
Sizler
hiç yolda belde rastlaştınız mı bilmiyorum, ama ben Ankara'da ve
Anadolunun bazı illerinde Çinlilere pek çok kez karşılaştım.
Öyle Japonlar gibi turist olarak gelmiş bulunmuyorlardı. Bizden
toprak almış, bağ- bahçe, apartman almış Çinlileri gördüm
tanıdım ve hayretimi çekik gözlerinden gizleyemedim.
Bizim
Isparta'mız da da AKP'li belediye başkanımız var olduğu dönemde
(2004), ortalıkta adeta birden bire Çinliler peydah olmuştu. İlk
görüşümüzde gariban turistler zannettik. Hatta mahallelerimiz
arasında gezerlerken, bazı evler türk misafirperverliğini
göstermek istercesine, Çinlileri konuk etme, karınlarını nefis
yemeklerle doyurma yarışına girdiler.
Kimileri
de vardı ki, Çinlileri pis bulup yanlarından kaçarcasına
uzaklaştılar. Bazıları diyordu ki, “Bu çinliler kedi köpek
yiyorlarmış, evde baktığınız hayvanlarınıza mukayyet olun,
sokağa salmayın. “ Kimi de yarı alaysı dille “Kedi, köpek
değil sadece her türlü böcekleri, fareleri de yerlermiş.
Kedileri yormayalım.Fareleri bunlara yakalatalım bari” diyerek
Çinliler hakkında çeşitli konular üreterek gün boyu
konuşuyorlardı.
Sonradan
yerel basından öğrendiğimiz kadarıyla AKP'li belediye başkanı
getirtmiş bu Çinlileri Isparta'ya. Nedeni, giderek daralmış olan
biricik krater gölümüzün çevresinde termal tesisler kurma amaçlı
araştırma yapmalarıymış. AKP'li belediye başkanı bir süre
Isparta halkını bu sözlerle uyuttu. Sonra çevresini Çinlilerden
oluşan bir toplulukla büyüttü.
Belediye
başkanlığı süreci sona erince bir de duyduk ki, AKP'li belediye
başkanı çinlilerle ortaklaşa bir madencilik şirketi oluşturmuş.
Isparta'nın neresinde, ne madeni var, onu arar, bulup- üstüne
konar olmuşlar.
Ulusal
medyadan da o günlerde konuyu okumuş olanlarınız vardır.
Haberler “Antalya, Burdur, ve Isparta da faaliyet gösteren 100'e
yakın maden Çinli şirketlerin eline geçti. Çinliler bölgedeki
tüm maden ocaklarını satın aldı.” diye yayınlandı.
AK
Partili belediye başkanı vesilesiyle o ilk geldikleri günlerdeki
görünümleriyle hor görülen Çinliler, şimdi patron oldular
Türkleri yanlarında işçi olarak, ağır işlerde çalıştırıyorlar.
Ak
Partili belediye başkanı saman altından su yürütürcesine
belediye başkanlığı sürecinde paralı Çinlileri krater
araştırmacısı ayağına, garip turistler acımasıyla Isparta ve
çevresine doldurdu. Onları bir güzel malla mülkle donattı.
Sonrasında kendisi de onların ortağı olarak madenci oldu çıktı.
AKP'li
eski de kalmış başkan kendisi de Isparta'ya geldiğinde oldukça
masum görünüşteydi. Hatta bir süre küçük bir evde kiracı
olarak ikamet etti. O günlerde ben kendisi için “Balaman'ın
koyunu sonradan çıkar oyunu” diyerek kendisini tasvip etmemiştim
de, pek çok partilisinden tepki almıştım. Sonra Çinli
ortaklarınca maddi manevi güce kavuşan, kiradan kurtulup köşke
kurulan AKP'li başkan Çinliler çevrede Çince konuşarak cirit
atarken, bir trafik kazasında bu dünyadan göçtü. Fakat
Isparta'dan Çinliler bir yere gitmedi, bilakis kademeli olarak her
yerde kaynar oldular. Eskide kalmış başkan Balaman'ın oğlu ile
halen harıl harıl Çinlilerle Isparta ve yöresini didik didik
etmekteler. Dağı taşı delik deşik yaparak, çevreyi
mahvetmekteler.
Yarın,
bir gün Ispartalılar olarak hepten Çinlilerin yayılmasına göz
yumarsak, sonumuz Yahudilere acıyıp Filistin'e gelmelerine izin
veren müslümanların durumuna düşmez inşallah. Malum merhametten
maraz doğar denilmiştir.
Ayfer
AYTAÇ – ayferaytac.com
Yorumlar
Yorum Gönder