Ülkemiz Yanlış Kişilerden Kaybediyor



Yıllardır önlenemeyen hortumcuların, yandaş kayırmacıların sayesinde ekonomik çıkmaza giren ülkemin insanı, şimdi de seçim girdabıyla burun buruna. Karşımıza aday olarak, değişik bir alternatif çıkamadı.
Hep bildik, ne yapacakları bir yerlerden aşina insanlar yine önümüze konuldu.
Bu duruma ne demeli? İdareci kıtlığımı, sıkıntı mı, sorun mu demeli?
Başarılı gençler, zekâ küpü beyinler öne çıkarılmıyor/ çıkarılamıyor. Önce insanların maddi gücüne bakılıyor. Yahut arkasındaki gücün sağlamlığına...
Bu hal ülkem için büyük problem, tıpkı ekonomimizde görüldüğü gibi, kriz diye de düşünüyorum. Nedeni, bu mevcut adayların seçmene dayatılanlar oldukları için...
Ekonomimizin bozukluğuna gelince; bezginlik veren bu rahatsız edici durum tüm Türkiye’yi kapsama alanına almış görünüyor.
Her koyun kendi bacağından asılır misali, “Beni önce kendi şehrimin insanı, ekonomisi ilgilendirir.” Diyemiyorum.
On yılı aşkın süredir bu konularda görüşlerimi bir yerlerden, sözlü ya da yazılı birilerinin gözüne kulağına sokmaya çalışıyorum. Yalan söylemiyorum, gerçekleri bağırıp çağırıyorum. Duyan var, duymayan var. Okuyan var, okumayan var. Dikkate alan var, hafife alan var. Yaygara ediyor, diye düşünenler var. Bir şeyler yapılmalı, diye düşünenler var. Gel gelelim, ortada yapılan hiçbir şey yok. Azınlığın sesi cılız çıkıyor, çoğunluk bildiğini okuyor.
Ülkem de ulemalık yaparak ahkâm kesenler Türkiye'mi değil, kendilerini kalkındırmış. İşin gerçeği yandaşlar kendilerini sağlama almışlardır.
Bugün size hizmet adına yola çıkıp, çarkı kendine döndüren kaç kişi var, bunları sizde biliyorsunuz.
Biz; Buralardan “Hak edenler tercih edilmeli, ülkem adına en doğru kararlar verilmeli, yapılan hizmetlerde yanlışlık var. Bu yatırım ve hizmetler, birilerini zengin edici türde, ileri ki yıllarda ülkem halkı bunun sıkıntısını çok yaşar” dedikçe, siz (bazılarınız) belki de pastadan pay almak adına o kişileri hep ve hala alkışlıyorsunuz.

Türkiyem'de son birkaç on yıldır değil, çok partili döneme geçeliden beri çok büyük yanlışlar yapılıyor, Ülkem insanı hep vaadlere kanıyor, yanlış kişilere güveniyor. Kandıranlarsa çevresindekilere fayda sağlıyor, vatandaşı farklı kısımlara ayırıp fakir bırakıyor. Bu, dün de böyleydi, bu günde öyle... Birileri bu yöntemle zengin oldu. Çoğunluk yoksul kaldı.

Günümüzde el açıp isteyenler o kadar çoğaldı ki; henüz hiç kimseler bu sessiz çığlığı duymuyorlar.
Nerde olursanız olun, çevrelerinize bir bakın. Valiliklerde, kaymakamlıklarda, belediyelerde, yahut türlü derneklerde her gün onlarca gözü yaşlı ana gelip, “evimde yiyecek ekmeğim yok, çocuklarım aç, bir haftadır, karınlarına sıcak bir aş girmedi” diyorlar.
Orada bulunan herkes bu kadınların dramına ağlamamak için kendini zor tutuyor, zira kadınlar yeterince gözyaşı akıtıyorlar. Onlara belki de yetkililerce elden gelen yapılıyor. Ancak çözüm bu değil.
Çözüm kalıcı olarak başka yerde aranmalı. Bu insanlar çok şeylerin var olduğu ülkemizde, “aç kaldık” dememeli. Tepedekiler tıksırıncaya kadar yemişler, altta kalanın canı çıkmış. Oysa yenilenlerin hepsi de alttakilerin hakkı olduğu halde.
Utanmazlar arlanmadan gezerken, hakkı yenildiğinin farkına varmayan vatandaş, el açıp ekmek istiyor.

“Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz” der büyüklerimiz. Bu yüzden, elden istemeyi edep dışı sayarlarmış. Oysa şimdi edepli olmanın, açlığa mahkûmiyet olduğu biliniyor artık.
“ İsteyenin bir yüzü karaysa, vermeyeninki kapkara halleri görülüyor. İstemesini bilmeyen aç kalır, ağlamasını bilmeyen çocuğa meme vermezler, sözleri de günümüzde ne çok uygulanıyor artık. Ne acı, ne yazıktır bu hallere düşüşümüz.

İnsanların çoğu kendi gününü düşünür, bir paket makarnaya tav olursa, çocuklarının geleceğini umursamazsa, yanlış kişilere tavizkâr davranmakla hep kaybeden olacaktır.

Günümüz tablosuna bir bakın; tarımcılığımız ölmüş, hayvancılığımız, dericiliğimiz can çekişmekte. Esnafımızın gelir oranı düşmekte; fabrikalar birer birer kapanıyor. Yahut paralı olana satılıyor. İşsizler sayısı her geçen gün hızla artıyor. Borçlu yaşam, yarınlar kaygısını artırıyor.
Tüm ülkede vatandaşın pek çoğu taktiklerle, vaadlerle uyutulduk, sonrada unutulduk. Her seçim avutulduk. Bu şekil çoklarınız yıllarca yanlış kişilere güvendiniz, yanlış kişilere yandaş oldunuz. Onlar sizden aldıkları güçle hep kazanırken, kaybeden çoğunluk oldu.

Bu tablonun devamı halinde korkarım bugün kriz diye adlandırdığımız sorunlarımız, yakın tarihte felakete dönüşecektir. Olan da ülkemin geleceğine olacaktır.
Bu nedenle, çok geç olmadan, karanlığa kalmadan aydınlığa çıkmak için, önümüzdeki seçimlerde bilinçli oy kullanalım. Mevcut adaylardan vicdanımızı rahatlatacak kimse, ona yönelik hassasiyet gösterelim. Yarınlarımızı günü birlik menfaatler yüzünden heba etmeyelim.

Ayfer AYTAÇ – ayferaytac.com


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İŞTE FERASET

İdrîs Aleyhisselâm’ın Kıssası