POŞETE PARA VERCEZ GARİ
AVRUPALI MI OLCEZ GARİ...
Markette rastladığım komşu teyzem beni görünce selam bile vermeden "Poşede de para vercez gari, Avrupalı mı olcez gari" diye bir soru yöneltti. Gülümseyerek önce hatırını sordum. "Poşete para vermekle biz Avrupalı olamayız." dedim. Komşu teyzem kızar gibi yüzüme baktı, sonrasında "Zaten niye Avrupalı olalım ki, biz Türk'üz." dedi. Komşu teyzem konuyu kıta olarak değerlendirmiyordu. Belki de Türkiye'nin Asya ve Avrupa arasında bir köprü olduğunu bile bilmiyordu. Sonra komşu teyzem:
-"Bende marketlerden reklam parası istemeyi düşünüyom. Ya baskısız poşet verirler yada reklam parası. Hem para verecez, hemde poşetlerini elimizde dolaştıracaz, boşuna reklamlarını mı yapacaz?" dedi.
Böyle bir soruya ne cevap verebilirdim ki, zira sorunun muhatabı ben değildim, market sahibine iletilmeliydi bu soru. Gülümseyip yanından uzaklaştım. Daha yanında dursaydım neler anlatırdı. Ama market anlatılanları dinleme yeri değildi...
Zaman yaklaşıyor,cebimizden poşet parası çıkma vakti yakınlaşıyor. Paralı poşetler alıcıya sunulmadan önce, çevre bakanlığına vatandaş olarak şöyle bir teklif götürsek nasıl olur?
Diyelim ki bakana bakıp: "Madem poşetler çevreyi kirletiyorlar. Poşeti bize 25 kuruşa satmak yerine, poşet başına 5 kuruşa siz bizden geri alın; sonrasını görün bakın. Etrafta tabiatı kirletecek bir tane poşet kalmaz. Hem de vatandaşa bir ek gelir olur. İyi fikir, ama o zaman bakanlığın ve marketlerin kasası dolmaz ve biz Avrupa şartlarına uyamayız, bir Avrupalı gibi olamayız. Değil mi, ama...
Avrupa ülkelerinde yıllardır poşet ücretliymiş. "Biz de poşeti parayla alırsak onlara uymuş, böylece Avrupalı olmuş olacağız." diye düşünüyor masum halktan niceleri. Ver poşete parayı, ol Avrupalı. Kısa yoldan köşe dönüş gibi bir şey...
Ekonomide, sanayide, üretimde Avrupa'dan geriyiz. (AİHM) insan haklarının özelliklerini önemsemeyiz, poşete para vermekle Avrupalı ülkeler gibi oluveririz. Ivır zıvır konularda Avrupalıyla sidik yarıştıracağız diye uğraşıyoruz, işimize geleni kapıveriyoruz. İşimize gelmeyeni görmezden geliyoruz.
Bizim marketçiler yaş yere yatmazlar hiç, belkide poşet parasını bizden çok önceden beri alıyorlardı, ama biz farkında olmuyorduk. Kaçımız fişleri detaylı kontrol ediyoruz ki? Misal 4.99 kuruş dedikleri malı 5 liraya satıyorlar. Yani verdiğimiz 5 liranın üstünü vermiyorlar. Bu durumda biriken kuruşlar onların kasasını dolduruyor. Hangimiz söylüyoruz, "niye 4.99 lira, madem paramın üstünü vermiyorsun, niye 5 lira diye etikete yazmıyorsun?" diye. Çünkü biz 1 kuruşu önemsemiyoruz, lakin markete bu almadığımız bir kuruşlardan servet kazandırıyoruz.
Geçen yıl İstanbul'da bir markete gitmiştim. Marketin arabası kilitliydi. Kilidi açmak için anahtar içine 1 lira para koyuyorsunuz, öyle arabayı alabiliyorsunuz. Şaşırmıştım, kasiyer kıza durumu sormuştum. Kız bana:"Avrupa'da da böyle abla"demişti. Şu halde çoktan Avrupa'ya adım atmışız, birde poşete de para verdik miydi, Avrupa'ya giriş yapmış olacağız. Henüz AB'ye üye olmasak da, tam Avrupalı olmuş olacağız. Önceden iyice bir uyarlanmalı değil mi, yoksa nasıl onlara ayak uyduracağız?
Avrupa'ya uymaya çalışmaya sevinelim mi, üzülelim mi bilemedim.
Zaten nice hallerde Avrupayı sollamadık mı? Bizim köklerimiz Orta Asyalı değil miydi, ne ara Avrupa'nın yaptıkları yanlışlara özendik, benimsedik?
Peki AB üyesi ülkelerinin çevrelerinde poşet dağı olmadığını biliyor muyuz? Biz poşete para verirsek daha çok dağlar oluşturmaz mıyız? "Parasıyla değil mi kardeş, istediğimi yaparım." diyenlerimiz yok mu, çok mu?
Ayfer AYTAÇ
Yorumlar
Yorum Gönder