SEÇİMLER ÜZERİNE


Seçimler üzerine, siyasilerin sıklıkla yaptıkları basın toplantılarında, konuşmacıların dillerine doladıkları bir cümle vardır: “Değerli basın mensupları” ya da “Basınımızın güzide temsilcileri” derler. İşleri düşüyor ya.
Hem de özellikle seçim zamanlarında.
‘Politikacının polimin de, köprüyü geçinceye kadar vaat ettiklerini, oy sahiplerine duyurmak için medyanın aracılığına ihtiyaçları var. Bu yüzden basının çalışanlarını dille pohpohluyorlar. Arkalarından da basıncı geçinenlere bir küfür etmedikleri kalıyor.
Düpedüz riya bu!
Bu riyakârlığı lüzumunda, o çok değerli buldukları basın mensuplarının pek çoğu da fazlasıyla siyasilere yapıyorlar. Partileri dolaşıp, parti yetkilileriyle, milletvekili adaylarıyla görüşerek, (Daha ortada fol yok yumurta yokken) adaylara sahte samimiyetle “Sayın Vekilim” diye hitap ediyorlar.
Bu yağ yetmez belleyip, daha da ileri giderek “ Bu parti benim de partim, hem oy’umla, hem de oy toplayarak size ve partinize destek sağlayacağım” sözleriyle, emirlerine amade ettikleri gazetelerine adayların verdiği reklâmları, dolayısıyla bir yığın hak etmedikleri paraları ceplerine indiriyorlar.
Sonra dışarıya çıktıklarında “Hasat mevsimi, yolumuzu bulacağız tabi ki. Onlar makama geçtiklerinde fazlasıyla yer yutarlar zaten. Onlara koymaz bu harcamalar” diyorlar.
Fakat!
Şimdi gazetecilik mesleği de serbest piyasa ekonomisine dönüştü ya ve bu mesleği bilen bilmeyen herkes gazetecilik yapar hale geldi ya; partiler de kime reklâm verecekleri konusunda titizlik gösterir oldular. Seçmece yapıyorlar. En çok kim dalkavukluk yapıyorsa, oy potansiyeli çok olan bir makam sahibine, üyesi çok olan dernek yöneticilerine kim sırtını dayamış, kim onu tavlayabilirse, reklâm verirken bu özellikleri dikkate alıyorlar.
Bununla da kalmıyorlar. Seçtikleri gazetelerin gazetecilerine pek itimat etmediklerinden, “Yazdıklarınızı yayınlamadan önce bana getireceksiniz. Ne yazdığınızı okumam lazım. Olur, da şahsıma yönelik saçma sapan bir kısım yazı yazılmış olabilir. Ayrıca beğenmezsen yırtar yeniden yazdırırım haberiniz olsun” muhtırasını veriyor.
Gazeteci kimliğinde ki biçare kişi ise, eli mahkûm vaziyetlerde, yanı sıra mahcup ve ezik ifadelerle, “Emriniz olur sayın başkanım, bu konuda hiç şüpheniz olmasın. Hatta isterseniz siz bizzat duygu ve düşüncelerinizi açıkça yazın, biz de manşetten patlatalım” diyorlar, hazır olda durarak.
“İstisnalar zaten fark ediliyor. Onlar da kendilerini biliyorlardır. Söylenileni üzerlerine alınmazlar. Hatta kendini bilen bu yazılanlarda benim yanımda olur.” (Yazık! Kendini bilmezler mesleğimi ne hale getirdiler. Gerçekten de saygın ve güzide olan bu meslek, sayelerinde bayağılaştı, rezilleşti)
Başkan adaylarıyla görüşen basıncılar, Gazete yazıhanelerine döndüklerinde, zaten önceden adaylar tarafından ellerine tutuşturulan beyanı, biraz daha yağla parlatmış olarak, oy avcılığında ki partilere yayınlanmış gazeteyi heyecan ve hırsla geri götürüyorlar ve “Sayın Başkanım” dedikleri adaylara sunum yapıyorlar. Yazılanlar beğenilirse, fiyat tarifesi devreye giriyor. Tarife bedelleri, paralı haber, paralı röportaj artı reklâm kapsamın da, üç guruba ayrılıyor.
Epeyce yüklü bir meblağ yekûn olarak çıksa da, veren, alandan daha duyarsız bu durumda; her iki tarafta memnun, mutlu güler yüzlü şekilde işini hallediyor kısacası.
Kendini gazeteci sanan, particiye “Sendenim” havası estirerek, cebini doldururken, kendi çevresindekilere, “Fırsat bu, buldun mu yolacaksın abi” muhabbeti yapıyorlar. Adaylar da aslında hiç okunmadıklarını düşündükleri, “Yok aslında birbirlerinden farkları ama filan gazeteci her gün bizim yanımız da boy gösteriyor” diye tercih ettikleriyle, koltuğu kapıncaya kadar, dayı hürmeti gösterdikleri vatandaşa, kendilerini o gazeteciler sayesinde reklâm ettiklerini düşünüyorlar.
Oysa o gazeteciler ki; gazetesinde yazdığının tamamen tersi olan görüşünü, diliyle kulaktan kulağa yaygınlaştırıyor. Malum fısıltı yöntemiyle ileti daha etkili ve erişim alanı geniş yelpazelidir. Riya çarkında; seçimler sonrasında kim nerelere gelir, ne yapar, onu da ömrü olan görür.
Ayfer AYTAÇ – ayferaytaç.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İŞTE FERASET

İdrîs Aleyhisselâm’ın Kıssası