POŞET POLEMİĞİ

HANIMLARIN ÖRDÜĞÜ POŞETLİKLER BOŞA GİTTİ.
CEYİZLERE GAYRI TIĞ TUTAN, TORBALIK ÖRÜYOR.

Biliyorum bu poşet işinin suyunu çıkarttık, ama konu etmesek de olmuyor. Zira hiç gündemden düşürülmüyor. Geçtiğimiz günlerde çevremizin bakanı yine yeni bir açıklama yapmış, poşet üzerlerinde marketlerin amblemi küçük olarak bulunacakmış, daha çok halkı poşet kullanmamaya yönelik bilinçlendirme resimleri olacakmış...

İyi hadi bakalım hayırlısı derken, marketler çoktan bakanın dediğini yapmışlar. Yeni kazançları için ek bütçe ayırmışlar, daha bakanın açıklaması olmadan bu şekil poşetleri basmışlar bile. Paralı poşetlerde hem kendi amblemleri var, hem de bakanın değindiği yazılar, lakin market amblemi daha göze batıcı, bakana bakmamışlar, kafalarına göre takılmışlar. Aynı şekil baskılı bez torbalarda var marketlerde; biri beş liraya. "Al iki tane kullan at, yeniden bir daha al." tarzı. Yolu yok çekeceğiz biz bu nazı...

Olan çeyiz düzen hanımlarımıza oldu. Eli mahir, tığ tutmasını bilen hanımlar, mutfaklarına, kızlarının çeyizlerine üç beş tane poşetlik örüyorlardı. Kim bulmuşsa bu adeti, poşetlikler yün satanları sevindiriyordu. Gayrı güncüler yünlerle kimin mutfağına torbalık örerler bilmem,fakat her vakit poşetsiz diller dönmüyor, günler geçmiyor; herkes için her gün önemli gündem poşet...

Dünkü haberlerde Cumhurbaşkanımız seçim zamanı Ak Parti olarak ücretsiz bez torba dağıtacaklarını söyledi. Ak Parti severleri bu açıklamaya bedava ekmek, torpilsiz iş dağıtılacakmış kadar çok sevindi. Bu vesileyle dünden bu yana yine yeniden herkes bir poşet konusudur tutturdu. Kimi ilginç yöntemlerle poşete karşıt olduğunu belirtir davranışlarla gündeme geldi. Kimileri bedava torbaya hiç  düşünmeden, reisin partisine oy vereceğini söyledi. Reis belledikleri buna çok sevindi. Torba, poşet konuşulurken, torbalar dolusu önemli konular unutuldu. Açlar, susuzlar, yurtsuzlar, yuvasızlar, parasızlar Allah'a havale edildi. Böylelikle vicdanların sesi susturuldu. Ülkemde ve dünyada önemli gündemler geçiştirildi.

Kafalar poşete takılıncaya kadar, neler var üzerinde düşünülmesi gereken, lakin halk da haklı. Poşette önemli bir konu nihayetinde, neden derseniz? Poşetin pahalılığından sıkıntı çekiyor niceleri ve sadece marketlerde değil paralı poşet olayı, her ürün satılan yerde paralı poşetler. Üstelik sadece 25 kuruş değil, her yerde farklı fiyatlarda...

İşin bir de başka boyutu var.
AVM de kasada sırada bir amcamız paralı olduğunu duyunca poşet almamış, kucağına almış raflardan aldıklarını, kasiyere parayı verirken bir ağa acımış amcaya: " O kadar şeyi poşetsiz nasıl götüreceksin?" diyerek sorduktan sonra, amcadan cevap alamayınca kasiyere demiş ki: "3 poşet ver amcaya, parası benden" demiş. İşte işin bu yönü çok can acıtıcı. Yürek burkucu. Amca belki parası olmadığından değil, poşete para vermek istemediğinden kucağında götürmek istedi aldıklarını, ama parası olan üç poşete para vermekle güya iyilik yapacak. Yapmayın, vatandaşın gönlünü incitmeyin.

Parası olmayanda poşet alamayabilir, üç kuruşluk iyilik adına kimseyi zora düşürmeyin. Madem çevreye zararlı, yetkililer yararlı bir iş yapın, poşetleri tamamen kaldırın. Yasaklarsanız kim itiraz edebilir, teşekkür bile sunulabilir.

Vatandaşın durumunu da düşünün parasız file veya bez torba kullanımını zorunlu hale getirin. Marketin logolu poşetini veya torbasını tamamen kaldırın. Madem çevre sağlığı için diyorsunuz, hepten kalksın piyasada naylon olan ne varsa. Kimseye bedava bir şey dağıtmayın. Çarşılarda satılan bez poşetlere versin vatandaş 25-50 kuruşu. Bozulmasın kimsenin dik duruşu.

Her şey sizin elinizde değil mi, satılacak dediğiniz satılıyor, kalkacak dediğiniz kalkıyor. Kaldırın poşetleri çevremizden gitsin, milletin derdi sıkıntısı bitsin. Ah nerede, milletin derdi biter mi, biri biterse öteki başlar. Hele ki geçim derdi, çoğunun yüreğini haşlar.

Bu dünyada beni üzen şey, parayı verenin düdüğü çalmasıdır. İmkan verin de hepimiz çalalım o düdüğü, ya da hiç kimse çalamasın. Yani poşeti ya herkes alabilsin, yahut hiç kimse alamasın.

Bir de kuruyemişçiyle kavga eden adam var. Aldığı 10 liralık çekirdek için üzerinde işyerinin amblemi olan ufacık poşete 25 kuruş isteyen kuruyemişçi, başka bozuğum yok dediği için azarlanan mağdur adam var. Bu işin şeyi çıktı diyerek, küfürü bastı çıktı dükkandan bu adam. Bunlar hiç güzel davranışlar değil.

Hani marketlerde kasiyerler her müşteriye indirim ayağına "filan klap kartınız var mı," diye tatlı dille soruyorlar. Bu alış veriş kartını veren AVM'ler kartlarınızdaki cüzi indirim yerine müşterinize bedava bez torbalar verin, yüzleri gerçekten güldürün.

Bakan Bey, siz de bu paralı poşet olayına bir son verin. Yasaklayın poşetleri hiç kimse parasıyla da olsa poşet almasın, alamasın. Çözüm ancak bu şekilde olur. Yoksa çok karışıklıklarla avunulur.

Misal insanlar girdi mağazaya, farzedelim tutarı 300 liralık üç beş farklı giysi aldı. Satıcı 3 poşet içine koydu bunları ve üç poşet için 150 kuruş istedi. Bu durumda ne olacak? "Şu kadar para veriyorum, bir de poşete mi para istiyorsunuz" denilecek. İnsanlar zaten stresli, alıcı "Kalsın elbise" diyecek. Mağaza sahibi her zaman bedava verdiği poşet yüzünden kaçırır mı müşteriyi? "Abla poşet parasının lafı mı olur, poşetler benden olsun. " diyerek müşteriyi memnun edecek. Bu durumda bakanlığın uygulaması delindi mi, delindi. Bu şekil nasıl bir çevre koruma mücadelesi olacak? Türkiye'de işler, Avrupa'dan farklı işler.

Üstelik poşetler sadece marketlerde 25 kuruş, başka iş yerlerinde 30 kuruş, 40 kuruş, 50-60 kuruş. Hatta bir liraya poşet satıyorlar. Bazı firmalar poşetin ebadına göre para alıyorlar. Giysi mağazalarına gidin görün bir poşet kaç lira. Zorla satmıyorlar tabi, "Poşet alır mısınız" diye kibarca soruyorlar. Allı güllü fistanı elinde sallayarak götürecek değilsiniz ya, alıyorsunuz iki üç büyük poşet veriyorsunuz 2,5 lira...Adamların iş yerlerinin amblemi bulunan poşetlere vatandaş bir öğün ekmek parası ödüyor, üstelik o yerlerin reklamlarını yapmış oluyor.
Vatandaş bu duruma diyor ki:
-"Evet market poşetlerimiz artık 25 kuruş. Diğer yerlerde fiyatlar değişiyor, ama bize 25 kuruş diye belletiliyor. Böyle olunca fazla para isteyenle tartışmaya giriyoruz, sinirlerimiz geriliyor, hoş olmuyor."
-"Buradan yetkililere sesleniyoruz parasını bizim verdiğimiz poşetlerde market ismi reklam hiç istemiyoruz. Ya reklam parası yerine ücretsiz poşet verilsin, yada sade, reklamsız poşet isteriz."
-"Saçma sapan ne çok işimiz var. Marketten aldığımız tüm yiyecekler plastik kablarda, sadece onları taşıdığımız plastik poşetler göze batar oldu. Yağları bile pet şişeye koyuyorlar, onlara laf yok. Vatandaştan para almaya bahane çok."
-"Her yerde rant, poşet bahane zira hayatımızda kullandığımız her şey naylon, bazıları biraz daha zenginlesinler diye çare aranmış, bu şekil bulunmuş. Vatandaşın cep derinliğine kadar indiler, cebin kıyısında köşesinde hep 25 kuruş kalıyordu ona da uzandıkça uzandılar."
-"Beton binalar, araba egzozları sanayi bacaları çevreye zarar vermiyor sanki, poşet bahanesiyle  halkın cebindeki paranın bir kısmını bakanlığın kasasına gelir diye aktarmak. K.D.V. sistemi de ilk başta böyle girmişti hayatımıza, yazık vatandaşımıza.
-"Para ile alındıktan sonra doğaya hiç bir zararı Yok. Ver parayı, poşetlerden al istediğin kadarını. Zaten amaç cebimize zarar vermek, çevre hikaye..."
İşin aslı nedir, bilen beri gelsin, doğruyu bir deyiversin...

Ayfer AYTAÇ
ayferaytac.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İŞTE FERASET

İdrîs Aleyhisselâm’ın Kıssası