Nevruz Geldi Hoşgeldi


Yaylalar Yeşerdi
NEVRUZ GELDİ, KIŞ SONA ERDİ.
NEVRUZ, DAĞLARA ÇIKMA VAKTİ.
Bugün bildiğimiz gibi 21 Mart, baharın ilk günü ve atalarımızın kutladığı Nevruz bayramı. Yeni bahar hepimize hayırlı mübarek olsun. Bundan sonraki günlerimizde hep güneş ve güzellik bulunsun.  Yaz aylarının öncüsü, baharın müjdecisi Nevruz, gelişiyle yüreğimize yaşama tutunma cesareti verdi. Toprak ananın bağrına serpilmiş tohumlar gibi, yeniden can bulalım. Geleceğe canı gönülden güzelliklerle ulaşalım.
Nevruz pek çok bilmiş geçinenin belirttiğine göre bir İran geleneği değildir. Nevruz bir ateş yakma, üzerinden atlayıp zıplama bayramı hiç değildir. Nevruz, bir bahar müjdecisi demektir. Daha önceki yıllarda bu konuya yönelik yazılarımda da belirttiğim gibi "Farsça kökenli" Nevruz kelamı, hakikatte yeni bir yüz demektir. Baharın uyanışı, kışın bitişine sevinmektir.
Kış şartlarının korkusundan kurtuluşa ermektir. Bahara erişmenin, çiçeklerin açtığını yeniden görmenin heyecanını hissetmektir. Dağlara çıkma, tabiat ananın bağrında zıplama duygusunun artmasıdır. Yaylalarda yaşama vaktinin geldiğinin hatırlatmasıdır Nevruz...
Baharı göremiyorum çiçeklerin açtığı dışında diyorsanız, bugünden sonrası sıcaklara gebedir bilesiniz... Geçmiş devirlerde bugün itibariyle çadırlar, çocuklar hazırlanır. Koyunlarla kuzularla dağlara çıkılır. Yemşeşil yaylalara otağlar kurulur, temiz havanın bağrında çaylar demlenir, ruhlar dinlendirilirdi... (Şu zor zamanı atlatalım, yine yaylalarda dağ çiçeklerinin arasında keyif çatalım inşallah.)
Kış zamanları süresince hayatımızın nasıl güçlüklerle dolu olduğunu bilmekteyiz. Hele ki fakir ve kimsesizler için zor şartlar hiç geçmeyecekmiş gibi hep hanelerinde durur. Murada ermeler baharın gelmesinden umulur. Bahar geldiğinde; yağan çatıda durmaz, doğan; doğada ölmez bilinir.
Miladi 21 Mart tarihine uyandığımızda güneşin parlaklığı daha bir canlı durur. İşte o vakit tüm insanlar bilir ki artık bu günden sonra soğuklar olsa da kapının dışında kalır. 
Yüce Allah'ın kullarına cömertce verdiği güzellikler gözle net görülür. Aşıklar gülümser, sevenler sürekli mutludurlar. Etrafınızda kuşlar, kelebekler uçuşur. Toprağın yeşermesiyle kelerler, solucanlar, daha nice küçücük canlıların bile hareket ettiği görülür. Yalnızlar için can sıkıntısı kaybolur. Bünyemiz güç kazanır, bütçemiz bolluğa boğulur, korkularımız yokluğa yuvarlanır olur. Hüzünlerimiz neşeye dönüşür. Tüm kötülükler adeta çevremizden kaybolur, çehremiz gülümsemeyle aydınlanır. Bugün o yüzden bahar bayramı olarak kutlanır. 
Tüm insanların ve dünyayı paylaştığımız tüm canlıların bahardan bolca nasiplenmesi duasıyla; bizi bu günlere eriştiren Rabbimiz Allah'ımıza hamdolsun. Rızıklarımız bol, gönüllerimiz güzellik dolu olsun. Hayatımızdan kötülükler, kötüler uzak dursun. Bahar Bayramınız kutlu Olsun.  Ayfer AYTAÇ - ayferaytac.com

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İŞTE FERASET

HRiSTiYAN VE YAHUDiYLE NEDEN DOST OLUNMAZ ? Sekiz Senedir Sana Getirdigim Abdest Suyuna İşemeden Getirmedim..!!! . Yavuz Sultan Selim’e bir hristiyanın biri sekiz sene hizmet etmiş, o kadar güzel hizmet etmiş ki ancak okadar olur Yavuz bir gün çağırmış demiş ki … Bak seni azad edeceğim, sana parada vereceğim , padişah sözüde veriyorum; Bana doğruyu söğle,en ufak bir zarar görmeyeceksin. Buyur sor Padişahım diyor Yavuz: Benim Peygamberim (S.A.V) buyuruyor ki ”bir yahudi ve bir hiristiyan size hizmet ederse fırsat buldukları an,size hiyanet ederler” sende hiç bir hainlik görmedim, ama yaptığın bir ihanet varsa ben bileyim de efendimiz (S.A.V) in mucizesini gözümle göreyim. Söz veriyorum zarar görmeyeceksin. Padişahım diyor sekiz senedir sana getirdiğim abdest suyuna işemeden getirmedim. Yavuz’da diyor ki, Allah’a yemin olsun ki senin getirdiğin abdest suyuyla abdest almadım diyor. Hadi serbestsin diyor.  Bu hikaye doğru yada yanlış.  Ama siz hikayeyi net olarak incelerseniz Ya...
Devamı

İdrîs Aleyhisselâm’ın Kıssası

Resim
Allahû Teâlâ İdrîs Aleyhisselâm’ı Onlara Gönderip, Allahû Teâlâ’ya Dâvet Etti. Ateşe Tapmaktan ve Şarap İçmekten ve Zina Etmekten Nehyedince, Onlardan Pek Az Kimse İdrîs Aleyhisselâm’ı Tasdik Ederek Ateşe Tapmayı Terk Ettiler. Ekserisi Gene Fıskları Üzerine Kaldılar ve İdrîs Aleyhisselâm’a Uymadılar. İdrîs Aleyhisselâm’ın Padişâhlığı Yoktu. Onlara Mukâtele Edemezdi. Lâkin Hakk’a Dâvet Ederdi ve İdrîs Aleyhisselâm, Şîd Aleyhisselâm’ın Suhufunu Okurdu ve Ahâliyi O Kitabın Hükmüne Dâvet Ederdi. Hakk Teâlâ Ona da Otuz Suhuf Gönderdi, Kendi Eli ile Yazdı. Âdem Aleyhisselâm’dan Sonra İlk Kalem Tutup Yazı Yazan, İdrîs Aleyhisselâm’dır ve Dünyâda İlk Esvâp Diken de, İdrîs Aleyhisselâm’dır. Bu İki Sanat ki Yazıcılık ve Terzilik İdrîs Aleyhisselâm’dan Kaldı. Onun Zamanından Önce Halk Kürk Giyerlerdi ve Koyun Yününü Keçe Edip Giyerlerdi. İdrîs Aleyhisselâm Terziliği İcâd Eyleyince, Ahâli Kürkü ve Keçeyi Bıraktılar. Kaftan, Gömlek ve Don Giymeye Başladılar. İdrîs Aleyhisselâm’ın Eli Gâyet Tez i...
Devamı