O Gün Bugün müdür

DÜNYA TARİHİNİN UNUTAMAYACAĞI BİR ZAMANDAN GEÇİYORUZ
Bugün dünya, büyük bir salgın felaketiyle karşı karşıya. Sanki mahşerin provasını yaşıyoruz! Herkes işini, gücünü, eğitimini bırakıp canının derdine düştü. Tıpkı mahşer meydanında anne babaların evlatlarından, evlatların anne babalarından, eşlerin ve kardeşlerin birbirinden kaçacağı o dehşetli günü anımsatıyor içinden geçtiğimiz dünler bugünler. Gözle görülemeyecek kadar küçücük bir mikrop, yeryüzünde kibirle yürüyen insanoğluna nasılda korku saldı. Ne kadar da acizmişiz, bize onu anlattı.
Rabbimiz Allah'u Teâla buyuruyor ki:
"Hayır, sığınacak bir yer yoktur! O gün varıp durulacak yer sadece rabbinin huzurudur." (Kıyâmet Suresi -11-12. Ayet)
Rabbimiz Allah bize bu tür salgınların, saldırıların her zaman olacağını çok önceden bildirmiş. Bize düşen bildiriden haberdar olmamızdı. Okumadığımızdan bilmiyoruz. Bakın ne buyuruyor Cenâb-ı Allah:
"Ey müminler Yoksa siz sizden önce gelip geçenlerin başına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeden cennet'e gireceğinizi mi sandınız? Onlara yoksulluk ve sıkıntı öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki nihayet peygamber ve beraberindeki müminler, Allah'ın yardımı ne zaman gelecek? demişlerdi İyi bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır." (Bakara Suresi , 2/214)
Allah'u Teâla buyuruyor ki:
"Hiç olmazsa verdiğimiz bu musibetler başlarına geldiğinde boyun eğip yalvarsalardı. Fakat kalpleri iyice katılaştı; şeytan da onlara yaptıklarını şirin gösterdi. (En'âm Suresi -43. Ayet)
Mü'min başına bir felaket, bir musibet gelmemesi için sıklıkla Allah'a dua eder. Takdir-i ilahi olarak başımıza bir bela gelirse de o zaman yapmamız gereken, şu ayette belirtilmiştir:
"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. sabredenleri müjdele! Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde 'Doğrusu biz Allah'a aidiz ve kuşkusuz O'na döneceğiz' derler. İşte rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır." (Bakara Suresi-155-157. Ayet)
Cenâb-ı Hak zamandan mekândan münezzehtir. Zaman, mekân, mahlukata aittir. Doğum, gibi ölüm de ilahi kanunun bir gereğidir. "Nerede olursanız olun, ölüm gelip sizi bulacaktır, göğe yükselen sağlam kulelerde olsanız bile." (Nisâ Suresi 78. Ayet )
Şuurlu Mü'min aynı zamanda ümitlidir. Başına gelenlerin birer imtihan vesilesi olduğunu ve dünya imtihanının bir gün sona ereceğini bilir. Lakin bu ümit Mü'min kulu asla boşvermişliğe sevk etmez. Tersine onu daha çok amele ve hayır hasenata teşvik eder. Rabbimiz Allah her an bütün insan, hayvan, cin, melek, görünen, görünmeyen ne kadar mahlukat varsa hepsinin her an yanında, sonsuz bir güçtür. "Şah damarınızdan bile çok yakınım" buyuruyor.
Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor:
"Kullarım beni senden sorarlarsa, bilsinler ki, gerçekten  ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler." (Bakara Suresi -186. Ayet)
Kula kulluk değil, bana kulluk edin buyuruyor rabbimiz Allah! (celle celaluhu) İyi insanlar olun, birbirlerinize iyilikler yapın buyuruyor.
"Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Kötülüklerin gitmesini istiyorsanız iyilik yapın." (Hûd Suresi 114. Ayet)
 Birgün bu musibet elbet bitecek. Bitecek ve "oh bitti gitti" diyeceğiz. Herkes de bu fırtına aynı izler bırakmayacak, insanlar yeniden normal yaşantıya dönecek. İşte o vakitler geldiğinde sahi kaç kişi bencilliğini bırakacak? Egomuz geride mi kalacak. Hayatı nasıl yaşayacağınıza dair planlarınız şimdiden değişti mi? Yoksa unutup bugünleri, hiç umursamadan dünleri, kendi değer bildiklerinize asırlık çınar gibi sahiplenecekmisiniz?
Rabbimiz Allah buyuruyor: "Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır."(A'raf Suresi 85. Ayet )
Düzlüğe çıkmanın, refaha ermenin iyi olmamız, birbirimizi sevip saymamız ve iyilik yapmamızdan başka bir yolu yoktur.
Allah'u Teâla buyuruyor ki:
"insanın başına zararlı bir şey geldiğinde yan üstü yatarken veya otururken ya da ayakta iken hemen bize dua etmeye koyulur; onu zararlı durumundan kurtardığımızda ise sanki başına gelen zararı gidermeye bizi çağırıp yalvarmamış gibi inkârcılığa dönüp yoluna devam eder. Haddi aşanlara işte bu şekilde yaptıkları güzel görünmektedir. " (Yunus Suresi- 12 .Ayet)
Rabbimiz Allah'u Teâla buyuruyor ki:
"Kişinin önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah'tan başka yardımcıları da bulunmaz." (Ra'd suresi -11. ayet)
"Eğer insanlar iyi olanı çarçabuk istedikleri gibi kötü olanı da Allah onlar için hemen gerçekleştirseydi derhal sonları gelirdi. Bize kavuşacaklarına inanmayanları, azgınlıkları içinde bocalayıp durmak üzere kendi hallerine bırakırız." (Yunus Suresi-11.Ayet)
"Hiçbir musîbet Allah'ın izni olmadıkça isabet etmez." (Teğâbün sûresi 11. ayet.)
her konuda neyi merak ediyorsanız, cevabı kutsal kitabımız Kur'anı Kerimimiz de ayrıntısıyla bulunmakta, yeter ki bizler okumaktan gocunmayalım. Okuduklarımızı hayatımıza uyrlayalım. Ve duamızı dilimizden eksik bırakmayalım...
Ey dertlerimize şifa bahşeden Rabbimiz! Kalbimize hidayet veren rahmetini, işimizi hayra götüren inayetini ver! Dağınık hayatımızı ıslah eden hidayetine ilet! Ve bizi bütün kötülük ve hastalıklardan muhafaza eden yardımını acilen gönder! Sen her şeye kadirsin, senin her şeye gücün yeter! Âmin... Ayfer AYTAÇ - ayferaytac.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İŞTE FERASET

İdrîs Aleyhisselâm’ın Kıssası