Bismilahirahmanirahim
Esselamu aleyküm Hazreti İbrahim Urfa’dan Filistin’e hicret ederken yanında yeğeni Hazreti Lût da vardı. Yüce Allah Hazreti Lût’a peygamberlik görevi verdi ve onu başkenti Sedom olan bir kavme peygamber olarak gönderdi.
Yüce Allah buyuruyor:
Ve Lût’u da kavmine peygamber (olarak) gönderdik. (Lût) Kavmine dedi ki: Siz gerçekten en çirkin fuhşiyatı (eşcinselliği) yapıyorsunuz. Sizden önce âlemlerde bir tek kişi bu işi yapmamıştı. (Ankebût – 28)
Lût kavmi, eşcinsel (homoseksüel) denilen cinsel sapıklardı. Bu nedenle Hz. Lût öncelikle onları bu konuda uyardı ve dedi ki: “Siz gerçekten en çirkin bir fuhşiyatı (eşcinselliği) yapıyorsunuz. Sizden önce, âlemlerde bir tek kişi bu işi yapmamıştı.”
Hz. Lût gece, gündüz yalvarıyor ve onlara öğütler veriyordu ama ne yazık ki sapıklar iyice azmış ve iş çığırından çıkmıştı. Topluma açık yerlerde bile erkekler kendi aralarında sapık ilişkide bulunurken, kadınlar da onları izliyor ve eğlenip gülüşüyorlardı,
Hayâ kalkmış ve cinsel sapıklık toplumun bütün kesimlerine yayılmıştı. Canlıların üremesini düzenleyen fıtrat kanunlarına ters düşen bu sapıklık hareketi kuşkusuz devam edemezdi ve Âdetullah’ın gereği azabın gelmesi artık an meselesi idi.
Ve azap melekleri geldi
Yüce Allah tarafından Lût kavmini helâk etmekle görevlendirilen melekler, genç ve yakışıklı delikanlılar şeklinde Lût kavmine geldiler ve Hazreti Lût’a konuk oldular. Konuklarının melek olduğunu bilmeyen Lût, (Aleyhisselam) “Ah! Şimdi kavmim gelip bunları benden ister ve zorla almaya kalkışırlarsa, ne yapabilirim ki” diye düşünürken, Evi kuşatan sapıklar “gençleri bize ver, aksi halde kapıyı kırarız” diye bağırmaya ve tehditler savurmaya başladılar. Hazreti Lût’un yüzü sapsarı oldu, nefesi durdu ve kalbi hızla çarpmaya başladı.
Yüce Allah buyuruyor:
(Melekler) dediler ki:”Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz, sana el uzatamazlar.
Sen gecenin bir bölümünde ailenle birlikte yürü, zevcenin dışında aranızdan kimse geride kalmasın. Çünkü onların başına gelecek olan (azap), onun da başına gelecek. (Hûd – 81)
Lût kavminin helâk olması:
Yüce Allah buyuruyor:
“Güneşin doğuşu anında korkunç bir uğultu onları yakalayıverdi.” (Hicr – 73)
Son gecelerinde daha da azgınlaşan sapıklar, Hz. Cebrâil’in bağırmasından kaynaklanan korkunç bir uğultu ile yataklarından fırlayıp dışarı kaçıştılar. Korku ile birbirlerine bakışırlarken, şiddetli bir fırtına koptu ve üstlerine taşlar yağmaya başladı.
Aşırı derecedeki sıcak taşlardan korunmak için tekrar evlerine kaçtılar ama bu defa da çok şiddetli bir deprem başladı. Ayrıca yerden sıcak sular fışkırmaya ve gökten de sıcak çamur yağmaya başladı.
Artık Hz. Lût’un hak peygamber olduğuna inanmış, Yüce Allah’ın kudretini görmüş ve yaptıklarına çok pişman olmuşlardı ama iş işten geçmiş ve onların kıyâmeti kopmuştu. Bu durumda ne kaçacakları bir yerleri kalmıştı ve ne de ölümden başka bir seçenekleri!..
Yüce Allah buyuruyor:
Ülkelerinin üstünü altına çevirdik ve üzerlerine siccil’den taşlar yağdırdık. (Hicr – 74)
Yüce Allah’ın emri ile Hz. Cebrâil, Lût kavminin yaşadığı köy ve kasabaların tamamını yerinden koparıp havaya kaldırdı ve ters çevirip yere vurdu.
Yüce Allah buyuruyor:
Ve Celâlim hakkı için ki, biz ondan (Lût kavminden) akıllı toplumlar için apaçık bir alâmet (Lût Gölünü) bıraktık.
Yorumlar
Yorum Gönder