HIDRELLEZ.
HIDRELLEZ...🔥
Hızır ve İlyas, hükümdarın ordusunda iki neferdir. Hükümdar ölümsüzlük suyu “Ab-ı Hayat”ı aramaya çıkar. Yolculukta Hızır ve İlyas diğer askerlerden ayrılır. Bir su başında durup, yemek için kurutulmuş balık çıkarırlar. Tam bu esnada akan sudan sıçrayan bir damla su balığa değer, balık, canlanır ve suya atlar. Böylece; Hızır ve İlyas “Ölümsüzlük Suyu”nu bulmuş olurlar. Bu sırada gökten bir Melek gelir, Hızır ve İlyas’ın kıyamete kadar yaşayacaklarını fakat Hızır’ın karada, İlyas’ın denizde insanlara, ihtiyacı olanlara yardım edeceklerini bildirir. Onların ayrı yaşayacaklarını ancak yılda bir kez “6 Mayıs”ta bir araya gelebileceklerini duyurur...
6 Mayıs’ın genelde yağmurlu geçmesi, Hızır ve İlyas’ın buluşma sevinci ile gözyaşlarına boğulmasına yorumlanır. Hıdırellez'in kökeni hakkında değişik söylemler bulunur. Yazılı tarihte ilk kez Mezopotamya Ur kentinde “Tammuz” adıyla anılmış. İslamiyet öncesi Orta Asya’da bir Türk geleneği olarak başlatılmıştır. Anadolu, İran, Osmanlı, Balkanlar ve Doğu Akdeniz ülkelerinde baharı karşılama kutlamaları olarak yaşatılmaktadır..
Hıdırellez günü halk beyazlar giyinerek, gün doğmadan önce, yeşil ve bol sulu kırlara gider, eğlenir piknik yapar, seçilen yerlerde ağaç, su yanında türbe veya yatır olmasına da özen gösterilir. Böyle yerlere “Hıdırlık” derler Anadolu’ da...
Hızır Arapça'da “yeşil adam” anlamına gelir derler. Hızır temiz evlere gider diye Hıdırellez de evler temiz tutulur. Hızır nereye elini sürse bereket dağıtırmış, buluşma günleri herkes yiyecek küplerinin ağzını, Hızır’ın eli değip bereket gelsin diye açık tutar. Hızır’ı bekleyenler bahçeye çamurdan evler, dükkanlar, arabalar, salıncaklar yapar. Sedef çiçeği veya gül ağacının dibine para konur. Buralarda bekletilen niyetler, ertesi sabah hiç konuşmadan sadece mimiklerle iletişim kurularak oradan alınıp en yakın akarsu veya denize atılır, sonra da istekler yerine gelsin diye yıl boyu beklenir...
Bir de değdiği yerdeki hastalıkları iyileştirdiğine inanılan “Hızır Sopası” vardır. Bazı yerlerde de, Hıdrellez günü maya katılmadan yoğurt yapılır, tutan yoğurttan bir sonraki Hıdırellez’e kadar bereketli şekilde bu maya kullanılırmış...
Ayrıca baharla gelen aşktır Hıdırellez, ritüeller de “Baht Açma” önceliklidir. Denizli’de “bahtiyar”, Yörük’ler de “mantıfar”, Balıkesir’de “dağlara yüzük atma”, Edirne ve Trakya ‘da “niyet çıkarma”, Erzurum’da “mani çekme” adı verilen bu etkinlik en acıklı şekliyle Emir Kusturica’nın “Dom za Vesanje”, “Çingeneler Zamanı” filminde işlenmiş ve Goran Bregoviç’in “ Ederlezi” adıyla bizlere kazandırdığı eski bir Boşnak ve Balkan çingene ezgisi olan bu şarkı içimize işlemiştir. Tınısı kadar sözleriyle de etkileyicidir...
“ Kızların ağıtlar düzerken Bosna yaylalarında,
Acıya bulanmıştı şenlikleri,
Ederlezi yine gelmişti, her sene geldiği gibi.
Ne bilsin burada yetim kızlar var,
Bu sene Ederlezi babasız kalmıştı...
Yetim kızların yürekleriydi gelen,
Sarı saçları, mavi gözleriyle gökyüzü bile özenirdi,
Güzelliklerinden, deniz utanırdı gözlerinin mavisinden.
Cenazelerle uğurlanmıştı Ederlezi.
Ahh Ederlezi niye geldin bu sene”
* Umarım Hıdırellez bir öncelik tanır bize “ülke bereketsiz, kızlar önce babasız, sonra bahtsız kalmasın...
Evime, mutfağıma, gelirime İlyas peygamber'in duası' tıkanmış, yavaşlamış, durmuş işlerime Hızır aleyhisselam'ın eli değsin.
Bedenime, sağlığıma buluşmalarının gücü aksın" hayatıma neşe, keyif, huzur ve bereket gelsin...
Hıdrellezimiz kutlu dileklerimiz gerçek olsun...!
* Her ne ise niyetiniz, tez olsun isteğiniz..
Hıdrellezimiz kutlu dileklerimiz gerçek olsun...!
Anadolu Kültürü-Ritüeller...
@arkeoportal👈
SEDEF DİNKÇİ...
Yorumlar
Yorum Gönder