İnsana Yatırım Yapacaksın
Dünyaya bir
defalık gelme şansına sahip olan insan neslini, dizilerle, şeytanı
sevindiren yarışmalarla oyalamayacaksın. İnsana insan olduğundan
dolayı değer vereceksin. Hakikatleri öğreteceksin, doğruluğun
daniskasını belleteceksin. Dinen, vicdanen hakkında hayırlı
olacak konularda koşullandıracaksın. İnsan beynini bilgiyle,
kalbini sevgiyle donatacaksın.
Ruhsal
gelişmenin yolu, sevgiyi, bilgiyi beyne edinmekten geçer.
Televizyon
haberlerinde izliyoruz sapıkları, kadına, çocuğa canilik,
sarkıntılık yapanları, kısaca hasta ruhları...
Sunucular ahkam
kesiyorlar, “Bunları tıkacaksın içeri gün yüzü
göstermeyeceksin.”
“Böylelerini
asacaksın, keseceksin” diyerek halkın gözünde değer bulmaya,
sosyal medyada fanlarının sayısını artırmaya çalışıyorlar.
Hiç kimse
demiyor ki; “Hastayı, sapığı, caniyi, şiddet uygulayanı,
cezalandırmadan önce
terapiyle tedavi ettir.” O da Allah'ın dünyaya cennetten nur gibi
gönderdiği bir kulu. Masumken bir şey yokken, sonra neden böyle
olmuş? Bir öğrenin bakalım hangi şartlarda, niçin o hale
dönüşmüş.
Her önüne
gelen evleniyor, ana-baba oluyor da acaba devletçe çocuklarını
yetiştirme konularında takibe alınıyorlar mı?
Cahil hata
yapmaya açıktır ve işin en kötü yanı cahilliğini bilmez,
kendini herkesten bilgili sanır. Böylelerini azaltmanın,
azgınlığın önüne geçmenin yolu, öncelikle insana yatırım
yapmaktır.
Bence her
konudan daha çok gerekli, eğitin insanları...
Bir yandan da
yüreklere sevgi aşılayın, kine, nefrete karşı koyun. İyiliğe
yönelik, kötülüğe tepkili, temkinli, dirayetli insanlar
yetiştirin. Kime ne verirsen, onu alırsın. Tarlaya ne ekersen, onu
biçersin. İnsanı yanlışa karşı, doğru olarak aydınlatırsan,
hakkaniyetle eğitirseniz, toplumun düzelmesi daha hızlı ve kolay
olacaktır.
İnsanımız
eğitimsiz, okumuş cahilimiz çok fazla, zira okullarda ezbere
dayalı dibloma sahibi olunuyor. Bence buna okumak denmemeli, diploma
almış, ama böylelerinin çoğu da torpille iş bulmuş. Emek
vererek diplomayı hak edenin hakkı gasp edilmiş. Doğru eğitim
olsa, vicdanlar devreye girer, hak yemeye, harama göz dikmeye
Müsaade etmez.
Görüyorsunuzdur. Öğrencilerin pek çoğu kafelerde kızlı,
erkekli gruplar halinde vakit öldürüyor. Sınav zamanı gelince
derslerine yönelik çıkabileceği muhtemel soruların cevaplarını
ezberliyor ve diplomayı alan herkes eğitilmiş sanılıyor.
Hayır, benim
sözünü ettiğim eğitim şekli bu değil. Üniversitelerin her
şehre, yöreye göre açılması, bakkal dükkanı gibi çoğalması
gençlerin eğitimine yönelik değil ne yazık ki... O şehrin
kalkınmasına katkı sağlasın düşüncesiyle üniversiter
çoğalıyor, şehirlerin gelişmesinde öğrenci giderlerinden medet
umuluyor.
Turistler bile
öğrenciden daha ucuza ülkemizde tatil yaparken, çoğu emekli
ailenin çocuğu olan nice gençler okumak için evden ayrılıyor
sanılıyor. Oysa pek çoğu baskısından kurtulmak, dolu dolu
özgürlük yaşamak için eğitim ayağına, evinden sırra kadem
basıyor. Ailesinin geleceğe dair umut tuttuğu öğrenciler,
makarnayla beslenerek dişten tırnaktan ayrılarak gönderilen
paraları kafelere kazandırıyorlar.
Ülkeler
üretimle kalkınır. Makarna yiyerek, ezberden sınıf geçen
çocukların dört yıl süresince şehirlerin esnafına bıraktığı
üç beş kuruşla değil.
Bu şekil eğitim
olmaz. Bu tür sistemle eğitilen nesil dingin ve cesaretli olamaz.
Sadakat ne, sevgi ne bilemez. Hayatında karşılaşacağı üzüntü
ve düş kırıklıklarına karşı koyamaz. İnsana daha küçük
yaşta iyilikten ve kötülüklerden bahsedeceksiniz, zira her ikisi
de öğreticidir. Sevgiyi sunarak göstereceksiniz. Hayatta insana
gerekli olan önce yol değildir, yoldaştır. Yoldaş sevgi ile
edinilir. Sevginin, şehvet duygusundan uzak, kalpleri ısıtıcı,
insanları birbirine kaynaştırıcı olduğu bilincini beynine
belleteceksiniz. İnsan, insanlığı dahi eğitimle öğrenir.
Her insanın
öğrenmesi gereken ilk dersi şudur. Tüm insanlık birdir, Allah
nazarında kuldur, kullukta eşittir. Ama hayatta deneyimler her
birey için özgün biçimde sunulabilir. Misal, kardeşinizin
deneyiminden siz bir şey öğrenemezsiniz, o da sizinkinden
öğrenemez.
Yüce Allah
dünyalık imtihan salonunda soruların cevabını irademize ve
nefsimize bırakmış. Ama bize akıl gibi bir nimette vermiş ki,
nefsimize göre hareket etmeyelim diye. Bunu başarmamız için
eğitimden geçmeliyiz. Önce aile ocağında, sonra devlet kucağında
doğru zamanda, insanın ruhunu incitmeden, insanın özelliklerine
göre özel ve güzel bir eğitim sistemi,ülkem adına son derece
şart diye düşünmekteyim. Ülkemle ilgililer bu konuları iyi
düşünsünler derim.
Ayfer AYTAÇ –
ayferaytac.com

Yorumlar
Yorum Gönder