Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çevremiz Çinli Dolu

Resim
Günümüzün Çin coğrafyasında yaratılmış olan, yaşadıkları bölgenin toprağıyla sahipleri Uygur Türkleri, Özbek Halkı, Tatarlar, kısaca Türk soydaşlarımız, Müslüman dindaşlarımız Çin ülkesinde zulüm görürken, bilhassa mübarek ramazan ayında oruç tutmaları dahil evlerinden çıkmaları dahi yasaklanırken ve de camilerin minareleri Çin bayraklarıyla donatılırken; bizler ülkemizin dört bir yanında Çinlileri ağırlıyoruz. Keyiflendirip, zenginleştiriyoruz. Sizler hiç yolda belde rastlaştınız mı bilmiyorum, ama ben Ankara'da ve Anadolunun bazı illerinde Çinlilere pek çok kez karşılaştım. Öyle Japonlar gibi turist olarak gelmiş bulunmuyorlardı. Bizden toprak almış, bağ- bahçe, apartman almış Çinlileri gördüm tanıdım ve hayretimi çekik gözlerinden gizleyemedim. Bizim Isparta'mız da da AKP'li belediye başkanımız var olduğu dönemde (2004), ortalıkta adeta birden bire Çinliler peydah olmuştu. İlk görüşümüzde gariban turistler zannettik. Hatta mahallelerimiz arasında gezerlerken,...

Okumayan Öğrenmez İnanır..

Resim
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Isparta'da Düzenlediği Mitingde Isparta'da Üniversiteyi Biz Kurduk Dedi. Kendini İzlemeye Gelenleri İnandırdı. Isparta 27. 05. 2018 Pazar günü (bugün öğle sonrası) siyasi tarihinde bir Cumhurbaşkanını daha ağırlamış oldu. Seçimlere kısa bir vakit kala, 81 ilden her birine uğranması mümkün değildi. Isparta'nın miting için seçilmesindeki amaç “şundan- bundan dolayıdır” yorumuna girmeyeceğim. Benim dikkatimi çeken bir konuyu, hatta iki konuyu buradan irdeleyeceğim. Birincisi bugün Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi'nin sınavları vardı. Bizim SDÜ fakültelerinde sınava giren öğrenciler, Cumhurbaşkanının mitingi bitip ilden ayrılıncaya kadar kampüs alanında sınav sonrası saatlerce mahsur kaldılar. Çünkü her boş alana tepesi pervaneli demir Türk kuşları (Helikopterler) kondurulmuştu. Onlar Cumhurbaşkanının korumalarına aitti ve bu sebeple tüm yollar tıkalıydı. İkinci bir önemli konuda: Cumhurbaşkanının kendisini ...

Cumhurbaşkanı Evimin Önünde Bağırdı

Resim
CUMHURBAŞKANININ SESİYLE UYANMAK Bu sabah saat, tam 07:09 idi ve ben havanın puslu olması sebebiyle henüz gecenin bir yarısı sanarak, serinliğe kalkmak istemiyordum. Hafta sonu“Ben biraz daha yatışta dinlenirken, hava da sisini kaldırabilir, gökyüzü güneşi hanelerimize saçabilir. Kemiklerim yumuşayabilir.” diye düşünürken “Her şey Türkiye için” diye bağıran bir ses duydum. Kulaklarımızın aşina olduğu bu gür ses, Cumhurbaşkanıyken, yönetimde sistem değişikliği yapmak uğruna tekrardan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giren Recep Tayip Erdoğan’a aitti. Aniden bu sesle irkildim. ‘Uyanık rüya mı görüyorum’ desem, mümkün değil, böyle bir hastalığım yok çok şükür. Televizyonu akşamdan açık bırakmış olsak, bu yüksek volümle sabaha kadar uyuyamaz olurdum. Üstelik ses giderek dozajını artırır halde, evimizin içinde gezinir olmuştu. Anlaşılan Cumhurunbaşı belirtilen tarihten önce şehrime gelmiş olmalıydı ve “Ayfer’in kapısını emekli olalı hiçbir siyasetçi çalmıyordur. Sabahta...

Ülkemiz Yanlış Kişilerden Kaybediyor

Resim
Yıllardır önlenemeyen hortumcuların, yandaş kayırmacıların sayesinde ekonomik çıkmaza giren ülkemin insanı, şimdi de seçim girdabıyla burun buruna. Karşımıza aday olarak, değişik bir alternatif çıkamadı. Hep bildik, ne yapacakları bir yerlerden aşina insanlar yine önümüze konuldu. Bu duruma ne demeli? İdareci kıtlığımı, sıkıntı mı, sorun mu demeli? Başarılı gençler, zekâ küpü beyinler öne çıkarılmıyor/ çıkarılamıyor. Önce insanların maddi gücüne bakılıyor. Yahut arkasındaki gücün sağlamlığına... Bu hal ülkem için büyük problem, tıpkı ekonomimizde görüldüğü gibi, kriz diye de düşünüyorum. Nedeni, bu mevcut adayların seçmene dayatılanlar oldukları için... Ekonomimizin bozukluğuna gelince; bezginlik veren bu rahatsız edici durum tüm Türkiye’yi kapsama alanına almış görünüyor. Her koyun kendi bacağından asılır misali, “Beni önce kendi şehrimin insanı, ekonomisi ilgilendirir.” Diyemiyorum. On yılı aşkın süredir bu konularda görüşlerimi bir yerlerden, sözlü ya da y...

Vallahi Böyle Olmaz

Resim
Fakir edebiyatı yapmayacağım, doğru ne ise onu aktaracağım. Ama önce Amasya 15. Piyade Tugayı'nda sinek ve haşerelere karşı yapılan ilaçlamanın ardından rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan, devlete emanet 81 askerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Çok şükür durumları iyiymiş, lakin ilaçlama öyle gelişi güzel olmaz. Alan boşken yapılmalı, yiyeceklerin üzerleri sıkıca kapatılmalı ve ilaçlanan kısım bir süre sonra iyice havalandırılıp, ilaç kokusundan arındırılmalı. Sözün özü, daha dikkatli olunmalı. Vatan evlatları kolay yetişmiyor, anaların emeğine ve özlemine özen gösterilmeli ve saygı duyulmalı... Bakanın biri reytingine bakmış, takipçilerine tivit atmış. “Biz sahurda fakirlere gidiyoruz” diyerekten, aman ne büyük lütufta bulunmuş. Babanızın hayrına gitmiyorsunuzdur her halde, üç maket makarna götürdüğünüz evden beş oy beklentisindesinizdir mutlak... “Halk niye fakir bırakılıyor? 2001 senesinde ülkemin ekonomisini eleştiyordunuz, fakirliğin artığını söylüyord...

Biraz da İşimize Baksak

Resim
Gündem yalnız seçim değil, bundan daha önemlisi geçim var. Her geçen gün, büyüdükçe büyüyen geçim sorununu “Kim çözecek, nasıl çözecek,”bilinmez hale geldi. Fazilet terzi: 52 yaşında adı gibi fazilet sahibi bir insan. Mesleği terzilik değil. Terzi onun soyadı. İkamet ettiği mahallesinde bir sokak arasında, küçük bir dükkân kiralamış Fazilet Terzi, mahalleli kadınlara giysi satıyor. Müşterisi çoğunlukla kadınlar. Sattığı ürünler Rus pazarındaki giysiler kalitesinde. Ama daha pahalı; Rus pazarında bir kazak 10 liraysa, Fazilet Hanım da aynı mal 25 lira. Fazilet Hanımın ürünlerindeki fiyat farkı, dükkânındaki malları veresiye vermesinden ve devlete vergi ödemesinden kaynaklanıyor. Mahalle kadınları toptan alış veriş edip, sonrasında ellerine para geçtikçe, Pazar alışverişlerinden kestikleri üç- beş kuruşu Fazilet Hanımın veresiye defterine ekletiyorlar. Borçları azar azar ödeniyor. O da bu paraları toparlayıp, öncelikle dükkânının kira giderini ödüyor. Diğer giderler üstüste...

ŞİMDİLİK HEPSİNE DAĞITANLAR VAR

Resim
Seçimler üzerine, siyasilerin sıklıkla yaptıkları basın toplantılarında, konuşmacıların dillerine doladıkları bir cümle vardır: “Değerli basın mensupları” ya da “Basınımızın güzide temsilcileri” derler. İşleri düşüyor ya. Hem de özellikle seçim zamanlarında. ‘Politikacının polimin de, köprüyü geçinceye kadar vaat ettiklerini, oy sahiplerine duyurmak için medyanın aracılığına ihtiyaçları var. Bu yüzden basının çalışanlarını dille pohpohluyorlar. Arkalarından da basıncı geçinenlere bir küfür etmedikleri kalıyor. Düpedüz riya bu! Bu riyakârlığı lüzumunda, o çok değerli buldukları basın mensuplarının pek çoğu da fazlasıyla siyasilere yapıyorlar. Partileri dolaşıp, parti yetkilileriyle, milletvekili adaylarıyla görüşerek, (Daha ortada fol yok yumurta yokken) adaylara sahte samimiyetle “Sayın Vekilim” diye hitap ediyorlar. Bu yağ yetmez belleyip, daha da ileri giderek “ Bu parti benim de partim, hem oy’umla, hem de oy toplayarak size ve partinize destek sağlayacağım” sözle...

SEÇİMLERİ BAY PARA KAZANACAK

Resim
Gayri görüldüğüm yerde sorgulanmaktan bıkmıştım. “Yeni cumhurbaşkanımız bazılarının reis bellediği mi olur, Yoksa; ince mi, hanım ağa mı, saadet vaad eden mi” sorularından gına gelmişti. Kimse demiyor ki “Memleketimizde parti bolluğu var. Lakin hangisi kimin oyunu böler, kimlerin desteği kime gider? Her neyse; benden beklenilen cevabı vereyim de, bu soruların devamı bitsin. 24 Haziran' da yapılacak genel seçimler için çarpışan adayların isimlerini hepimiz biliyoruz. Duyduk, kendilerini gördük. Hiç birinin siması yabancı değil. Şecereleriyle tanıyoruz kendilerini; bir TV reklâmında denildiği gibi “vatandaş vatandaş olalı böyle koltuk meraklılarını, oturdukları yerden kalkmak bilmeyenlerini görmedi.” Siz vatandaşlar olarak, başka partilerin adaylarından ziyade bu üçlü, dörtlü arasında bir değerlendirme yapmamı bekliyorsunuz benden. Aslında bu değerlendirmeyi kendiniz yapamadığınızdan değil, bir tevazu örneği sergileyip benimde fikrimi öğrenmek istiyorsunuz. Bu güne k...

Yuh Olsun!

Resim
İsrail’in dünya hırsına “Yuh!” olsun. Amerika'nın Müslüman Âlemi'ne yaptığı zulme “Yuh!” olsun! Çin ülkesinin Doğu Türkistan'da yaşayan Müslüman kardeşlerimize yaşattığı drama “Yuh! Olsun... Yâ Kahhâr ! Yetiş imdada... Filistinlilerin Gazze Şeridi'nde İsrail ve Amerika'ya karşı düzenledikleri gösterilerde, İsrail askerleri protestocuların üzerine ateş açmış, olaylarda 52 kişi hayatını kaybetmiş.Bu katliamda çok sayıda yaralılarda varmış. Haberleri geç duydum. Hiddetimden kahroldum. Haçlının Kudüs sevdası kara sevdadır, var olduklarından beri kaç kez kudurmuşcasına Kudüs'e saldırmışlarıdr. Kudüslüler Osmanlı zamanında biraz refah yüzü görmüşlerdir. Osmanlı türlü hilelerle ve baskılarla ortadan kaldırılınca 400 yıllık Osmanlı kenti o...

İlk Eczanemiz

Resim
.. İlk Eczacımız Bizim şehirde yakın tarihe kadar henüz eczane yoktu. Hemen hemen eczanenin ne olduğunu bilen, gören de yoktu. İlaç tedariğini ve hasta tedavisini şehrimde yaşayan Rumlardan dört Rum kardeş, ilkel yöntemlerle birlikte yürütüyordu. Ta ki Cumhuriyet sonrası, babam Saim Aytaç'ın amcazadesi Muzaffer Bey, şehrimizde ilk eczaneyi açana dek... Gülüyle namlı şehrimin öz evlatlarından Muzaffer Bey; İstanbul'da eğitim görürken “Bir kesere sap olamamışsın” diyen Şair Mehmet Akif Ersoy'un elini öper ve “Beni affedin hocam, size layık olmaya çalışacağım” der. Dediklerini hayata geçirebilmişmidir, acaba? Cumhuriyet kurulana kadar Isparta'da eczane yoktur. İlaç ve tedavi yöntemini bir çok konuda olduğu gibi, sağlık konusunda da o yıllarda Isparta'da varlıklarını sürdüren Rumlar yapar. Fabrika ilaçlarının nadiren bilinip kullanıldığı 20'nci yüzyılın başlarında ot ve çeşitli bitkilerden yapılan (kocakarı ilaçları) revaçtadır. Harpten y...

Yavşan Otundan Eczacılığa

Resim
İnsanoğlu henüz ilacı tanımıyor, ne olduğunu bilmiyor. İnsanoğlu başına geleni çekiyor, gününü geçirmek için yaşıyor. Tarihin derinliklerinde neler var, bugün dahi biz de bilmiyoruz. Ama şimdiki gibi bu kadar çok ölümcül hastalık olmasa gerek. Sanırım insanoğlu doğal beslendiğinden bugün ki kadar ağır ilaçlar kullanmaya ve hastanelerde tedavi edilmeye gerek yoktu. Zaten doktor, hemşire diye de bir şey yoktu. Allah bilir, belki de daha farklı hastalıklardan toplu ölümler oluyordu. İnsanlar üredikçe, farklı yerlerde yaşamaya yayıldıkça, yanlış yeme alışkanlıklarıda başlamış olabilir. Misal tanımadıkları otları yeme merakı gibi. Böyle durumlar oluyordu ki, zaman geldi insanoğlu bu uğurda ilaca ve tedaviye ihtiyaç duydu. Ve bu uğurda başarıya ulaşmak için insanoğlu her yola başvurdu. Kırlardaki “Yavşanotunu (Artemisia) labadayı ( Efelek), ısırgan otunu, şeytan keleğini, kekik otunu, hatmi çiçeğini, meyankökünü, tarçını” ve daha pek çok otu ve bitkiyi tedavi olmak için ilaç ol...

Allah Kuluna Zulmetmez

Resim
ALLAH HİÇ KİMSEYE KÖTÜ BİR KADER YAZMAMIŞTIR. KENDİNİ YOLUNDAN ŞAŞIRTAN DA SENSİN.  SEÇİMLERİNLE... NE EKERSEN ONU BİÇERSİN, NE YAPARSAN KARŞILIĞINI BULURSUN... Kadercilik tembel ve korkaklara has bir ruh halidir. Bu zaaf elbette ilerde insanı çok güç durumlara ve hayal kırıklığına sürükleyecektir. Ondan kurtulmak için çaba göstermek gerek. Kadercilik yoktur diyorum, çünkü evren her şeyi kabul edecek kadar geniştir, hataları ve sevapları bile! 

Ya Sabır

Resim
SABIR DİŞ SIKMAK DEĞİL.. ÖZ SIKMAKTIR.. Yaşama karşı dayanıksızlık göstermek büyük hatadır, önemli olan zorlukları yenebilmektir. Unutmayın ki bugün imkansız olan şey yarın pekala mümkün olabilir.. Olayları göğüslemeyi öğrenin, kararlılığınız ve cesaretiniz asla kırılmasın. Sabır melekesinin size kazandırdığı büyük imkanları bir bilebilseniz. Etrafınızdaki olgun insanları inceleyin de bu harika melekenin onlarda nasıl gelişmiş olduğunu görün...

Yalnızlık Kokuyor Çiçekler

Resim

Âşık u mâşûka bak

Resim
Âşık u mâşûka bak, hem mest ü sâkîyle müdâm, Kâinâtta, cümlede mevcûd nûrullâh var -(Sevene, sevilene bak, arkası kesilmeyen hakikat içeceğiyle nasıl da mest, Rabbinin lütfettiği nuru bu mestlikle aksetirir, evren ve bütün mevcut (her nefes). ) Kâbe-i rûy-i nigârı tavf eden uşşâk-ı yâr,-

Annelerin Her Günü Kutlu Olsun

Resim
Usulca kutlayın anneler gününü. Öksüzlerin canını acıtmadan. Çocuğu olmayan kadınların, yavrusunu kaybetmiş anaların yarasına tuz basmadan. Tüm kadınların anneler günü kutlu olsun. Öpecek ve öpülecek bir eli olan bütün anneler günümüz hepimize kutlu olsun.  Çocuk sahibi olmasa da tüm kadınlar annedir çevresinde her çocuğa kol kanat gerer çünkü kadının doğasında annelik duygusu bulunmaktadır tüm kadınların günü kutlu olsun. Hastalara şifa, dertlilere deva dileğimle... Ya da iki çocuğu da yurt dışında, şehir dışında  yaşayan anneler var. Mesela ben 😞 canları sağolsun...bu yıl böyle oldu.

Annelere Sevgiler

Resim
BİR GÜN DEĞİL, HER GÜN ANNEMSİN... BU DÜNYADAN GİDELİ ÇOK OLSA DA  EZELDEN EBEDE HEP ANNEMSİN.. Dün Hemşireler günüydü. Bugün Anneler Günü. Tüm yurdum ve dünya annelerine, hemşirelerine bu anlamlı, özel günleri kutlu olsun. Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ”Cennet Anaların ayakları altındadır buyurmuş. Lakin bunu her ana olana söylememiş. Çocuğunu Allah'ın rızası doğrultusunda yetiştiren, ona sevgi veren, sevginin önemini öğreten, şiddetin, nefretin yanlışlığını belleten anneleri kastetmiş. Terbiyeli, eğitimli, büyüğünü sayan, hürmet gösteren, küçüğünü seven, korumasını bilen, vicdanlı, insaniyetli olarak yetiştirdiği çocuklarını topluma iyi örnek olarak kazandırmış annelere, cennetin en güzel yerleri nasip olsun inşallah. Anne, baba olmak demek, hayatları boyunca çocukları için her türlü yokluğa ve zorluğa göğüs geren, cefamızı çeken, çocuğunun yaşaması uğruna gerektiğinde kendi canını hiçe sayan, uyutmadan uyumayan, doyurmadan doymayan, hayatımızdak...